Akçay’da Gezilecek Yerler
Akçay’da gezilecek yerleri, hem yöre halkının hem de turistlerin mutlaka ziyaret ettiği yeleri bir liste şeklinde listeledik. Türkiye’nin cennet köşelerinden biri olan Akçay, Ege’nin tatlı rüzgarlarıyla süzülen, cıvıl cıvıl bir tatil kasabası. Eğer siz de Akçay’a gidiyorsanız ama nereleri gezmeniz gerektiğini bilmiyorsanız bu yazı tam size göre. Geçen hafta oradaydım ve gezdiğim yerleri sizler için derledim.
Eğer keyif dolu bir Akçay tatili geçirmek istiyorsanız Akçay Gezi Rehberi, Akçay’da Nerede Kalınır?, Akçay’da Nerede Ne Yenir? yazılarına da göz atmayı unutmayın.
Akçay’da Gezilecek Yerler Haritası
Akçay Sahili
Akçay sahili haritada 1 numara – Konum
Akçay’ı anlatmaya sahil hariç nereden başlayabilirim ki? Zaten Akçay’a gelir gelmez kendimi Ege’nin serin sularına atmak için hemen Akçay sahile koştum. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen kalabalık sayılırdı.
Su soğuk ve temiz. Hatta içindeki balıkları bile görebilirsiniz! Kumlar incecik ve sizi rahatsız etmiyor. Sahil boyunca hem belediyenin hem de özel işletmelerin şezlongları bulunuyor. Bunlardan faydalanabilir veya kendi şezlongunuzu getirebilirsiniz. Eğer uzun süre kalmak istiyorsanız sabah erken saatlerde gelin çünkü öğleye doğru artan sıcaklık oldukça yorucu olabiliyor.
Akçay Kordon
Akçay kordon haritada 2 numara – Konum
Sahilin hemen ilerisinde birçok kafe, restoran, mağaza, alışveriş ve eğlence mekanları bulunan Akçay kordon yer alıyor. Belediye kordon boyunca bank yerleştirmiş. Burada oturup gün batımını seyredebilirsiniz. Manzara o kadar güzel ki fotoğraf çekeyim derken manzaranın keyfini yaşamayı unutmayın 🙂
Kordon boyunca uzanan kafelerde oturabilir veya isterseniz sahilde günün yorgunluğunu atabilirsiniz. Hem Kaz Dağları’ndan hem de Ege’den gelen esintiler sizi biraz olsun serinletecektir.
Sarıkız Heykeli
Sarıkız heykeli haritada 3 numara – Konum
Efsaneye göre Sarıkız ailesiyle yaşarken annesini kaybeder ve babasıyla Kazdağları eteklerindeki Kavurmacılar köyüne taşınır. Bir süre sonra babası Sarıkız’ı komşusuna emanet ederek hacca gider. Köydeki gençler Sarıkız’a talip olur ama Sarıkız hiçbirisine yüz vermez. Bunun üzerine Sarıkız’a iftira atarlar. Babası hacdan dönünce kızının kötü yola düştüğünü duyunca onu Kazdağlarına bırakır.
Yıllar sonra dağda kaybolanlar Sarıkız’ın kendilerine yardım ettiğini anlatır. Baba, dağa çıkarak Sarıkız’ı bulur. Kızının ermiş olduğunu anlar ancak Sarıkız ortadan kayboluverir. Baba köylülere beddua eder ve köyde yaşayan kimse kalmaz. Baba, Baba tepe olarak bilinen yerde ölür. Yöre halkı Sarıkız ve babasının mezarlarını yapar ve her yıl Ağustos ayında onları anmak için tepelere çıkarlar.
İşte bu efsanede bahsedilen Sarıkız için Akçay’ın merkezinde bir Sarıkız Heykeli bulunuyor. Buraya kadar gelmişken bir selfie çekmeden dönmeyin artık.
Kazdağı Milli Parkı
Kazdağı Milli Parkı haritada 4 numara – Konum
Kazdağı Milli Parkı Akçay’a sadece birkaç kilometre mesafede olan harika bir yer ve doğa ile baş başa kalmak isteyenler için biçilmiş kaftan.
Kaz Dağı sadece doğasıyla değil efsaneleriyle de ünlü. Homeros’un İlyada Destanı’nda adı geçen İda Dağı burası işte! Tanrılar burada toplanmış ve Truva Savaşı’nı izlemişler. Paris, Afrodit’e “Altın Elma“yı burada vermiş. Düşünsenize, Zeus ve Afrodit ile aynı dağda yürüyorsunuz! 🙂
Parkın giriş ücreti sadece 35 TL. Hem cüzdan hem de doğa dostu! Girişte mis gibi bir hava sizi karşılıyor. Doğanın içinde yapacak o kadar çok şey var ki hangi birini anlatayım bilemiyorum! Trekking parkurları oldukça iyi işaretlenmiş ve her seviyeye uygun rotalar mevcut. Ben orta seviye bir parkur seçtim ve doğanın tadını çıkararak ilerledim. Piknik alanları da oldukça güzel düzenlenmiş, yanınıza biraz yiyecek alıp sevdiklerinizle keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Kamp yapmak isteyenler için de güzel kamp alanları mevcut, doğanın içinde uyanmak gerçekten büyüleyici bir deneyim olabilir.
Yanınıza bol su almayı unutmayın. Bir de telefon şarjınızın dolu olduğundan emin olun çünkü fotoğraf çekmek için tam bir cennet!
Hasanboğuldu Göleti & Sütüven Şelalesi
Efsaneye göre yüzyıllar önce de köylüler ürünlerini Edremit pazarına getirir, ihtiyaçlarını alıp dönerlermiş. Zeytinli köyünden Hasan, babası öldükten sonra bahçıvanlık yaparak ve yetiştirdiği sebze ve meyveleri Edremit pazarında satarak annesiyle geçimini sağlıyormuş. Bir gün pazarda, obalı bir kız olan Emine’yi görmüş. İkisi de birbirinden etkilenmiş ve her pazar buluşmaya başlamışlar. Zamanla birbirlerine aşık olan bu genç çift evlenmeye karar vermiş. Ancak Emine’nin ailesi Hasan ovalı olduğu için bu evliliğe karşı çıkmış ve Hasan’dan kırk okka tuzu sırtında obaya taşımasını şart koşmuş.
Hasan sevgisi için tuz çuvalını sırtına alıp yola koyulmuş ama Sütüven şelalesine yakın Gökbüvet’e vardıklarında yorulmuş ve yorgunluktan düşüp ayağa kalkamamış. Emine, Hasan’ı terk edip çuvalı sırtlanarak obaya dönmüş. Obaya vardığında pişman olmuş ama geri dönmek istediğinde fırtına çıktığı için ailesi onu bırakmamış.
Sabahleyin Gökbüvet’e koşan Emine, Hasan’ı bulamamış. Günlerce aramış ve sonunda Hasan’ın gömleğini bulmuş fakat acısına dayanamayıp kendini bir çınar ağacına asmış. İşte o günden sonra Gökbüvet‘in adı Hasanboğuldu, çınarın adı da Emine Çınarı olmuş. Kazdağı Milli Parkı içinde yer alan Hasanboğuldu Göleti ve Sütüven Şelalesi‘nin hikayesi böyle işte…
Şelalenin sesini uzaklardan duyamaya başlıyorsunuz. Sıcaktan bunalıp şelalenin suyu altında serinlemek isteyenleri görebilirsiniz. Etraf yemyeşil; bu yeşilliklere uzanıp şelalenin sesi eşliğinde biraz uyumayı ihmal etmeyin.
Pınarbaşı Piknik Alanı
Pınarbaşı Piknik Alanı haritada 7 numara – Konum
Akçay ve Güre’ye çok yakın bir konumda yer alan Pınarbaşı Piknik Alanı, piknik ve doğa yürüyüşü için gayet güzel bir mekan. Bazen çok kalabalık olduğu için açıkcası doğanın keyfini tam alamıyorsunuz. Daha sakin bir zamana denk gelirseniz üzerinizdeki tüm yorgunluğu atabilirsiniz. Kazdağı Milli Parkı içinde yer alan bu piknik alanına giriş için ek bir ücret alınmıyor.
Yamaçtan akan buz gibi suyun kenarında piknik yapıp sevdiklerinizle güzel vakit geçirmek için birebir!
Zeus Altarı
Zeus Altarı haritada 8 numara – Konum
Zeus Altarı, Edremit’in kuzeyinde, Kaz Dağları’nın eteğinde bulunuyor. Efsaneye göre tanrıların tanrısı Zeus burada bir tepe kurmuş ve Truva Savaşı’nı buradan izleyerek yönetmiş! Baktığında karşı kıyılardaki savaşı tüm ihtişamıyla seyrediyormuş. İşte tam da bu yüzden büyük bir kaya kütlesi işlenerek tepeye oturtulmuş ve Zeus’a adanmış.
Tepe büyüleyici bir Ege Denizi ve Edremit Körfezi manzarasına sahip. Adatepe Köyü‘nden yaklaşık 15-20 dakikalık bir patika yolu yürüyerek Zeus Altarı’na ulaşabilirsiniz.
Tahtakuşlar Etnografya Müzesi
Tahtakuşlar Etnografya Müzesi haritada 9 numara – Konum
1991 yılında Alibey Kudar tarafından kurulan Tahtakuşlar Etnografya Müzesi harika bir müze. Türkiye’nin ilk özel etnografya müzelerinden biri olma özelliğini taşıyor ve gerçekten de her köşesinde bunu fazlasıyla hissettiriyor.
Müzeden içeri girer girmez kocaman bir masal diyarı ile karşılaşıyorsunuz. Öylesine farklı ve özgün eserler var ki! Ahşap işçiliğinin muazzam örneklerinden Türkmen dokumalarına kadar her şey burada sergileniyor. Türkmenlerin yaşamını tanıtan eşyalar, günlük yaşamdaki araç-gereçler, giydikleri kıyafetler, el emeği göz nuru halılar, bağlama gibi geleneksel müzik aletlerinin yanı sıra davul-zurna gibi ritim tutmanızı sağlayan enstrümanlar ve daha neler neler…
Tahtakuşlar Köyü, Güre sınırları içinde yer alıyor ve Akçay’a 5 km uzaklıkta bulunuyor. Akçay tatilinizde mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri.
Güre Kaplıcaları
Güre kaplıcaları haritada 10 numara – Konum
Güre kaplıcaları özellikle astım ve romatizma hastalıklarına şifa arayanların uğrak noktası. Antik döneme kadar uzanan bir tarihi var. Bilin bakalım bu şifalı suları ilk keşfedenler kimler? Tabii ki Yunan tanrı ve tanrıçaları! Hatta Zeus’un bile buralarda dinlendiği söyleniyor.
Kaplıca sularının sıcaklığı 45-60 derece arasında değişiyor ve içeriğindeki mineraller sayesinde cilt sorunlarından kas ağrılarına kadar birçok derde deva oluyor. Açıkcası ilk adımımı attığımda hafif bir yanma hissettim ama hemen keyifli bir rahatlama başladı vücudumda. Adeta tüm yorgunluklarım buharlaşıp gitti!
Güre’de konaklamak için çeşitli termal oteller mevcut ama ben daha küçük ve sıcak atmosferli pansiyonlardan birini tercih ettim. Bazı kaplıcaların çevresinde mini trekking parkurları da bulunuyor; sabahları birkaç saatlik keyifli bir yürüyüşten sonra kaplıcalarda yorgunluğunuzu atabilirsiniz.
Altınkum Plajı
Altınkum Plajı haritada 11 numara – Konum
Eğer Akçay sahilinin kalabalığından sıkılmış ve biraz daha sakin bir plaj arıyorsanız Altınkum Plajı tam size göre. Yöre halkı bu plajı tercih ediyor ve özellikle sabahları çok sakin oluyor. Kıyı şeridi biraz daha derin olduğu için fazla açılmamakta fayda var.
Sahil boyunca kafeler, çay bahçeleri, piknik alanları, yürüyüş ve bisiklet yolları var. Gözleme, tost, dondurma, alkollü ve alkolsüz içeceklerden istediğinizi seçebilirsiniz.
Adatepe Köyü
Adatepe Köyü haritada 12 numara – Konum
Adatepe Köyü her ne kadar Çanakkale’ye bağlı olsa da Akçay’dan kısa bir yolculuk ile ulaşabilirsiniz. Eğer Akçay’a kadar gelmişseniz bu köyü mutlaka görmelisiniz. Şirin mi şirin bir köy. Eski taş evlerin sımsıcak atmosferiyle mis gibi zeytin ve kekik kokularının iç içe geçtiği bu müthiş büyülü yere bayılacağınızdan eminim!
Taş döşeli dar sokaklar ve bu sokakların her iki yanında muhteşem taş işçiliği ile inşa edilmiş taş konaklar, sardunyalarla süslü pencere önleri ve muhteşem bir atmosfer… Bu köyü detaylı olarak daha sonra ayrı bir yazıda anlatmaya çalışacağım.
Köy meydanındaki tezgahlarda ev yapımı reçellerden zeytinyağına kadar birçok doğal ürünü bulabilirsiniz. Ben Ege usulü ev reçellerinden birkaç kavanoz aldım 🙂
Köyden ayrılmadan önce köy kahvesinde Türk kahvesi içmeden dönmeyin derim!
Çamlıbel Köyü
Çamlıbel Köyü haritada 13 numara – Konum
Çamlıbel Köyü, Akçay’a ortalama 15km uzaklıkta yer alıyor. Köyün Delisi, Anka Atölye, Rüzgar Tepe, Asma Altı, Saklıbahçe, Kültür Evi, Zeytinbağı Otel gibi mekanlar bulunuyor.
Ayrıca ünlü sanatçı Tuncel Kurtiz‘in mezarı da bu köyde yer alıyor.